Karahan Süt Ürn.San.ve Tic.Ltd.Şti.

İçeriğe git

Ana Menü

Yoğurdun Faydaları

Örneğin doğal bir nefes kokusu oluşturduğu gibi aynı zamanda da diş taşının oluşmasını engelliyor. Diş eti iltihaplarını önlüyor. Üstelik günün her Saatinde kolayca yenebilir.Yağ yakmada etkili bir gıda. Bilimsel olarak söylemek gerekirse, yoğurdu sofralarından eksik etmeyenlerin, diğerlerine göre %22 daha fazla kilo verdikleri görülmüş. Bu oran karın bölgesinde %81’e kadar çıkıyor. Ayrıca yoğurt yağ yakışını sağladığı gibi kas yapımını da gerçekleştiriyor.
Bilindiği üzere, kas oranı yüksek olan bedenlerde günlük kalori tüketimi daha fazla oluyor. İşte size katmerli bir etki. Birbirini tetikleyen güzel bir etki. Yoğurt yağ yakıyor, kas oluşumunu sağlıyor, kaslarda daha fazla kalori harcamanıza sebep oluyor. Zayıflamak isteyenler için unutulmaması ve eksik edilmemesi gereken bir gıda.
Peki başka? En iyi anti baz. Mide asidini dengeler, ayrıca akşam özellikle meyve tüketiminin çok olduğu zamanlarda yenen yoğurt, midede biriken şekeri dengeleyici özelliği var. Böylece bedenin fazla şekeri ortadan kaldırmak için ürettiği insilün salgısını da azaltıp, insilünün bedene verdiği zararları da ortadan kaldırdığı için uzun ömürlü olmanızı sağlıyor.
Kolit, alerji, osteoporoz, hazımsızlık, Hipertansiyona yol açan kötü kolesterol ve kalp-damar hastalıklarına karşı güçlü bir koruyucu, özellikle "A", "B", "E" vitaminleri, Mineral tuzlar, kalsiyum, fosfor, Magnezyum içerikli beslenme alışkanlığı olan kişilere çok yararlı bir gıda.
Hazımsızlık çekenlere, mide ve bağırsak rahatsızlıkları olanlara şiddetle tavsiye ediyorum. Güzel ve genç görünmek isteyenler, cildinizi pürüzsüz hale getirir, saçlarınıza parlaklık kazandırır.
Yaşlanma sonucu oluşan menopoz durumunda, içerdiği yüksek dozda kalsiyum osteoporoza karşı güvenli bir koruyucu etkisi olduğu da kanıtlanmıştır.
Yapılması kadar saklanması da önemli olan yoğurdun içindeki yararlı bakterilerin korunması için mutlak buzdolabında muhafaza edilmesi ve taze taze tüketilmesi gerekir. Aksi halde, yararlı maddelerin etkisi geçer.



Yoğurdun Tarihçesi

Yoğurdun ilk defa nasıl yapıldığına dair yeterli miktarda bilgi mevcut olmamakla beraber HZ. İbrahim'e melekler tarafından öğretildiğine bundan sonra babadan oğula sır haline intikal ettiğine dair rivayetlerde vardır. Eski Türkçe de yoğurt kelimesi bazen yoğurt bazen de yogrut şeklinde ancak 8. yüzyıldan sonraki metinlerde görülmektedir.Yoğurt kelimesinin geçtiği uygurca kelimeler taklamakan çölünün kuzey doğusuna düşen bu günkü tufan karahoca (eski adı Hoçu) civarında bulunmuştur. Gezegenlere sunulması gereken kurbanlara yemek olarak gelince güneşe; süt ve lapa, aya; yoğurtlu yemek, saturne; yeşil, kırmızı fasulye, ruhu gezegenine; susam yemeği ve ballı yemek sunulmaktadır.
Kaşgârlı Mahmut tarafından 10 asırda yazılmış bulunan Divanı Lügatıt Türk ve balas gumlu Yusuf hacip tarafından Kutagu bilig adlı eserlerinde yoğurt kelimesine bugünkü anlamda rastlanmaktadır. Yoğurdun Avrupada yayılışıyla ilgili ilk bilgiye Fransız tıp tarihinde rastlanmaktadır. 16. Asırda Fransa krallarından 1. Fransua ateşli ishal hastalığına yakalanmıştır. Kralın doktorlarının bütün gayretlerine rağmen iyi edememişler. Kralın annesi Kanuni Sultan Süleyman'dan bir doktor istemiş. İstanbul'dan Fransaya gemi ile gönderilen Türk doktor birlikte götürdüğü keçinin sütünü sağıp yoğurt yaparak krala ilaç olarak yedirmiş kral kısa bir tedaviden sonra iyileşmiştir. Avrupa bihassa Amarikada yoğurda bulgar sütü adı verilmektedir. Bunun sebebi M.Grikoraff adında bir Bulgar doktorun 19. asrın sonunda İsviçre nin Geneve şehrinde yaptığı araştırmada yoğurttaki laktobacillus bulgaricus mikrobunu keşfetmesidir. Yoğurdun Avrupada esaslı olarak yayılması Pasteur enstitüsünde çalışan nobel ödülü almış bulunan Rus bakteriyolog Metchnökoff’un ileri sürdüğü fikir sağlanmıştır. Metchnökoff yoğurdun bağırsaklardaki kokutucu bakterileri öldürdüğü ve faliyetlerine mani olduğu için hayatı uzattığını ileri sürmüş ve misal olarak Kafkasya, Balkanlar ve Türkiye'deki uzun ömürlü insanların hep yoğurtla beslendiği belirtilmiştir. Avrupada bu suretle yayılan yoğurt Amerika'ya götürülmüştür. 1932 yılında Dr. J.M. Rosell kendi adı ile kurduğu enstitüde yoğurt kültürü yapmaya başlamıştır. Holywood sinema yıldızlarına beslenme uzmanı Dr. Gaylod Houser sağlık, gençlik ve güzelliğin muhafazası için yoğurt yenmesini tavsiye etmiş ve bu suretle yeni dünyada yoğut üretimi birden bire artmıştır. Eski dünyadan Asya ve Afrika’da yoğurdun yayılışı Türklerin görüşleriyle birlikte olmuştur. Hindistan, İran, Mısır, Lapant, İzlanda, İskandinavya ve Moğalistan bu arada anılabilir. Çin'de yoğurt yendiğini Marco Polo yazmaktadır.

Süt ve Süt Ürünleri

Süt, yoğurt, peynir, süt tozu gibi besinler bu gruba girer. Bu gruptaki besinler vücudumuz için gerekli kalsiyum ve riboflavinin en iyi kaynağıdırlar. Kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum, süt grubu besinler tüketilmeden sağlanamaz. Bu grup ayrıca protein, fosfor ile B2, B12 ve A vitamini açısından zengindir. Tüketilmesi önerilen miktar yetişkinler için günde 2 porsiyon, çocuk-genç-gebe-emzikli-menapoz sonrası kadınlar için ise günde 3-4 porsiyondur. Bir büyük su bardağı süt veya yoğurt, iki kibrit kutusu büyüklükte peynir, bir küçük kase muhallebi veya sütlaç bir porsiyon kabul edilir.


Ayranın Tarihçesi

Yoğurdun içine su katılarak elde edilen bir tür içecek. Ayran yapımında, doğal nitelikli, yağlı koyun yoğurdu yeğlenir. Bir ölçü yoğurda en çok bir buçuk ölçü su karıştırılır. Daha lezzetli olması için, su yerine süt de katılabilir. Az ölçüde tuz da eklenebilir.
Türkler'in geleneksel içeceği olan ayran, Balkan ve Asya ülkelerinde de içilir.
Tarihçesi
Ayran bir sefer sırasında ekşimiş yoğurdun ekşiliğini hafifletmek amacıyla üzerine su eklenmesiyle tesadüfen bulunmuştur daha sonra da günümüze kadar gelmiştir.
Çeşitleri
Ayran yapılışı yöresel farklılıklar göstermemekle birlikte çeşitleri açısından farklılık göstermektedir. Susurluk (Balıkesir, Türkiye ) yöresinde ufak bir elektrikli motorla ayran, kazandan çekilerek dar bir boru aracılığıyla yukarıdan hızlı bir şekilde tekrar kazana boşaltılır. Bu devir daim sürecinde ayranın yağı ayran üzerinde köpük oluşturur.Türkiye'nin bazı doğu kesimlerinde ise karıştırma işlevi ile yayık ayranı elde edilir ki bu ayran lezzetli ve bol köpüklü olur.

Website counter
İçeriğe Geri Dön | Ana Menüye Geri Dön